Akıllı Şehirler – Akıllı Sözleşmeler ve Sigortalar
Hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin sigortacılık gündemi pandemi ve yüksek ayak sesleri ile gelen iklim değişikliği ile oldukça yoğun. 2020 yıl sonu değerlendirmeleri yapılıyor, sigorta ve reasürans şirketleri gerçekleştirdikleri hedeflerini veya kaçırdıkları fırsatları tartıyor ve bu değerlendirmelere göre 2021 yılı için hedeflerini yeniden şekillendiriyorlar. Yoğun ve heyecanlı bir gündem. İyi yanı sizi sürekli canlı tutuyor, kötü yanı ise bazen büyük resmi kaçırıp bizi detaylara fazlaca boğuyor.
Sigorta sektörü ile 2006’da PwC’de çalışırken tanıştım, harika bir okul ve müthiş öğrenme fırsatları sunan harika ötesi yöneticiler. Birçok farklı sektörden müşterimiz ve yer aldığım çok farklı projeler olmasına rağmen uzmanlaşmak için PwC’den ayrılmaya karar verdiğimde önümde enerji, bankacılık, üretim ve en son sigorta sektörü seçenekleri vardı. Hepsi ile ilgili güzel pozisyonlar vardı ve saydığım bütün sektörlerden önemli şirketler beni o dönemde görüşmeye çağırmıştı. PwC’den sonraki okulum Generali ile iş görüşmesine giderken görme engelli biri benden yürüyen erdivenlerde yardım istemişti. O kadar kalabalıktı ki onu yanlız bırakamadım ve binmesi gereken otobüse bindirdikten sonra mülakata koşuşturmuştum.Dolayısıyla 15 dakika da geç kalmıştım. Ancak IK müdiresi Elif Hanım geç kalmama anlayış gösterdi ve böylece Türkiye’de ve İtalya’da beş yıl sürecek Generali maceram başlamış oldu. Ne kadar şanslıyım. Sigorta sektörüne girmemi sağlayan belki de o kişinin duası ve teşekkürü oldu. Dolayısıyla benim için güzel ve hayırlı bir başlangıç oldu.
Belki ülkemizde halen bankacılık kadar prestijli değil ve ne yazık ki halen yeterli derinliğe ve hacme ulaşamadı ancak sigortacılık sektörü benim için bankacılıktan daha önemli ve dönüştürücü bir güç. Bir ülke bankaları olmadan yaşayabiliyor, ancak süre gelen bir sigortacılık döngüsü yok ise kalkınamıyor, üretemiyor, büyüyemiyor, yaşam alanları ve bu alanlarda var olabilmek için altyapı inşaa edemiyor. Kendi sitemde de yer alan ve benim de sürekli aklımda tuttuğum bir söz var: ‘Bir şehri inşaa eden kişiler aslında sigortacılardır. Onlar olmaz ise iki tuğla bile üst üste koyulmaz!’. Biraz iddialı olabilir, ancak doğru olduğunu hergün görüyorum.
Bu söz aslında New York inşaa edilirken gökdelenlerin tepesinde çalışan işçiler ile özdeşleşmiş. Ancak şimdi yeniden geçerli oluyor, yeni bir formda ve yine sigorta şirketleri başrolde. Gündem ise bu sefer yalın binalar değil akıllı şehirler!
Akıllı şehir kavramı ile aslında 2017 yılında tanışmıştım. Sigorta veya reasürans şirketleri sigorta değer zincirindeki bütün adımları atıyorlar ancak bu adımların zeminini hazırlayan yani riski taşıyan örneğin evler, evlerin birleşmesiyle oluşan mahalleler veya mahallelerin birleşmesiyle oluşan şehirler farklı çıkar grupları tarafından farklı önceliklerle dizayn ediliyor ve hayata geçiriliyor. Peki sigorta ve reasürans şirketlerinin önderliğinde önce akıllı evler, sonra akıllı mahalleler ve akıllı şehirler oluşturulur, sürdürülebilir ve çevre dostu yöntemler ile bu yaşam alanları birbirlerine bağlanır ve ortaya harika bir habitat çıkarsa. Bu evler ve evlerde yaşayan kişilerin teminat ihtiyaçları da yine risklerini en iyi bilen kurum olan sigorta veya reasürans şirketleri tarafından cevaplanır. Bu evlerin sahipliği veya içinde yaşama imkanı akıllı kontratlar vasıtasıyla ‘tokenize’ edilir ve bu süreç blokzincir üzerinden çok düşük operasyonel maliyetler ile, merkezi bir kontrol mekanizması olmadan, saniyeler içerisinde düzenli olarak yürütülür.
Bu projeyi Almanya’da faaliyet gösteren büyük bir sigorta grubunun inovasyon toplantısında mikro sigortacılık çerçevesiyle sunmuştum. Ancak o dönemdeki değerlendirici juri tarafından uygulanabilir bulunmamıştı. Danimarka’daki Brondby Haveby şehrinin fiziki yapısını alarak blokzincir tabanında yükselen ve yönetilen, kaba inşaattan daha fazlası olan, sürdürülebilir ve fonksiyonel yapısı ve sahiplerine farkı alanlarda farklı faydalar sağlayabilen yepyeni bir şehirleşme vizyonu. Bence Empire State binasının ‘tokenize’ edilmesine nazaran daha uygulanabilir, fayda ve etkinlik açısında daha yüksek sonuçlar ortaya çıkarabilir. Şu anda fintech ve insurtech tarafında bu kadar kapsamlı bir projenin yürütüldüğünü duymadım. Bilenler varsa beni bilgilendirirlerse de memnuniyet duyarım. Evlerin farklı elektronik araçlar ile daha akıllı ve sahibi tarafından yönetilebilir hale getirilmesi perspektifinde ise binlerce proje mevcut. Bu projelerin daha makro bir bakış açısı ile yeniden yorumlanması, yeni özellikler ile veya farklı branşlardan riskleri de yönetebilecek şekilde geliştilmesi de olasılıklar dahilinde. Hep birlikte göreceğiz.
#ZeynepStefan, #AIZAConsulting, #SmartCites, #SmartContract, #Blockchain, #Tokenisation, #DistruptiveTechnologies
1,988 total views