Paylaşım Ekonomisi Sigortacılığı Nereye Götürecek?

Sigorta gündemi InsurTech’le birlikte hergün farklı yönlere gidedursun, uzun zamandır emin ve yavaş adımlarla ilerleyen yeni bir akım, paylaşım ekonomisi, sigortacıların ajandasına girmeyi başardı. Günümüzün hakim anlayışı neo-klasik iktisattaki mal sahipliği kavramından farklı olan paylaşım ekonomisini, sahip olunan varlıkların atıl kapasitesinin bu varlığın sağlayacağı faydaya ihtiyaç duyan farklı ekonomik birimler ile belirli şartlarla paylaştırılması olarak tanımlayabiliriz.

Paylaşım ekonomisinin temelinde Türkiye piyasasında da gündemde olan P2P (Peer to peer – denkler arası veya eşler arası) işletme modeli mevcut. Yani hizmet veya ürünlerin ya aracısız olarak, ya da olabileceği en direkt haliyle son kullanıcı ile buluşması amaçlanmakta. Tabi böyle bir direk iletişim doğal olarak beraberinde coğrafi kısıtlardan bağımsız olmayı ve genellikle sanal aracıları gerektirmekte. Teknolojideki ilerleme, operasyonel maliyetlerin düşmesi ve cep telefonu kullanımının yaygınlaşması ile birlikte sigorta sektörü için de varlık gösterilebilir bir alan haline gelen paylaşım ekonomisi, yeni bir sigortacılık anlayışına ihtiyaç duymakta. Xaas (Anything as a Services – herşey hizmete konu olabilir) kavramını sigortacılığa sokan paylaşım ekonomisi ile daha önce sigortalanmamış kişilerin müşteri havuzuna girmesi yanında, daha önce sigorta teminatına ihtiyaç duymamış ürün veya hizmetlerin de sigortacılıkla tanışacağını göreceğiz. Hizmet veya ürünü alamayacak kişilerin kiralama seçeneği ile cezbedilmesi ve pahalı olan bazı ürün ve hizmetlerin kiralanabilir hale geldiğinde daha büyük bir müşteri kitlesi ile buluşabiliyor olması paylaşım ekonomisinin gelişiminin ardındaki diğer nedenler. İşletme modellerinin maliyetinin azaltılması, özellikle müşteriyle buluşmanın daha verimli ve karlı hale getirilmesi ise başarının sırrı. Yarattığı diğer bir önemli avantaj ise paylaşım ekonomisine konu hizmetlerin gelişmekte olan ekonomilerde, doymuş pazarlara göre daha hızlı yayılabilmesi. Dolayısıyla Uber Hindistan gibi büyük bir pazarda %80 gibi önemli bir kullanım oranına kolaylıkla ulaşabilmekte ve birden sigortalanabilir araç sayısını da hızla arttırmakta. Öncesinde herhangi bir ticari faaliyette kullanılmadığı için sigortalanmayan araçlar birden sigorta talep eder hale gelmekte.

Paylaşım ekonomisine dair bilmemiz gereken diğer bir unsur ise bu iş modeli ile birlikte ürün yapılarının ve dolayısıyla teminat ihtiyaçlarının da değişiyor olması. Müşteri ihtiyaçlarına göre her amaca hizmet eden ve birçok fonksiyonu olan hizmet veya ürünlerden ziyade tek bir özelliğin bütün fonksiyonlarına sahip olanlar paylaşım ekonomisinde daha fazla sayıda kullanıcı ile buluşmakta. Kullanım süresi kısalmakta, kiralamaya konu ürünün dayanıklılığının, doğal olarak artması gerekmekte, ürünün asıl sahibinin yanında birçok faydalanıcı da belirmekte. Özellikle bir hasar anında büyük önem taşıyacak ve sigortacı tarafından eksiksiz bir şekilde bilinmesi gereken bilgilerin, karşılıklı güven ilkesi içerisinde ve sigortacıyı haksız ödemelere maruz bırakmayacak şekilde paylaşılması ve sürecin doğruluğunun garanti altına  alınması gerekmekte.

Paylaşım ekonomisinin ilk uygulamalarının Hindistan’da tarım makineleri piyasasında gerçekleştirildiğini görüyoruz. Günümüzde bu iş modeli ile kurulan ve milyarlarca dolar büyüklüğe ulaşan firmalara ülkemizde de çok ünlü olan Uber’i, benzer bir araç paylaşma hizmeti sunan Lyft’i, otellerin korkulu rüyası Airbnb’yi, tatillerde evcil hayvanlarınızı bırakabildiğiniz DogVacay’i, garsonluk veya taşınma gibi kısa süreli işler için yardımcı birini bulabileceğiniz TaskRabbit’i veya bisiklet kiralayabileceğiniz Liquid’i örnek gösterebiliriz. 2016 yılı itibariyle 420 şirketin yer aldığı ve 23,4 milyar Dolar hacme ulaşan paylaşım ekonomisinin 2025 yılında büyük bir sıçrama ile 335 milyar Dolar büyüklüğe ulaşması beklenmekte! Bakış açımızı biraz daha genişletip 2025 yılında dünya ekonomisinin büyüklüğünün ne kadar olacağına bakarsak 2025 yılında, 2017 değeri ile kıyasladığımızda, dünya nüfusunun %23, ekonomik faaliyetlerin ise %93 oranından artması beklenmekte. 2017’de 84,8 trilyon Dolar olan dünya ekonomisi 2025 yılında 163 trilyon Dolara (nominal fiyatlar ile) yaklaşacak ve bunun 335 milyarı paylaşım ekonomisi ile elde ediliyor olacak. Yani dünya ekonomisi %93 oranında büyürken paylaşım ekonomisinin bu oranın 14 katı büyüklüğünde, %1331 oranında büyümesi beklenmekte.

Hızlı ilerlemesine rağmen paylaşım ekonomisi halen net olarak tanımlanmayı bekleyen riskler taşımakta. Bu risklerin en büyüğü ise yukarıda da değindiğimiz faaliyetlerin düzenleyici kurumlar tarafından ne şekilde kontrol edileceği. Mevcut düzende belli bir kontrat ve süre çerçevesinde gerçekleştirilen faaliyetler paylaşım ekonomisinde daha kısa sürelerle ve çoğu zaman on-line veya sözlü onaylar ile gerçekleşmekte, hizmet veya üründen birden çok kişi faydalanmakta. Ana görevi tüketici haklarını korumak olan düzenleyici kurumun kısa süreli ve faydalanan tarafların sürekli değiştiği karşılıklı ticareti, sigorta şirketlerinin de menfaatleri çerçevesinde ne şekilde denetleyeceği henüz cevaplanmış değil. Kontrollerin tespit edici değil önleyici olma gerekliliği, faydalanacıların poliçeye dahil edilmesi veya sigorta poliçesi oluşturulurken kaç tane faydalanıcı olabileceğinin tahmin edilmesi ise süreçteki diğer zorluklar olarak karşımıza çıkmakta.

Bu gri alanlara rağmen paylaşım ekonomisinin gelişimi, Türkiye gibi yükselen pazarlar içerisinde yer alan ülkelerde sigortalanma ihtiyacını ve talebini arttıracak, müşteri havuzunu genişletecektir. ‘Büyük Sayılar Kanunu’nun işlemesiyle hasarları daha doğru dağılan şirketler, daha önce ulaşamadıkları bir müşteri tabanına ulaşacak ve sigortalanma bilinci keskin bir şekilde artacaktır. Sigorta şirketleri yukarıda saydığımız ihtiyaçlara cevap veren yeni ürünleri piyasaya sürecek ve ürün yelpazelerini genişletecektir. Uzun zamandır derdimiz olan penetrasyon daha iyi seviyelere yükselecek ve nihayet sigorta sektörünün finans sektörü içerisindeki ağırlığı (hesaplamalarıma göre Haziran 2018 itibariyle, aktifler bazında, finansal sektörün 164,6 milyar TL büyüklüğü içerisinde sigorta sektörünün payı 27,6 milyar TL, yani %4,2) üyesi de olduğumuz OECD ortalamasına yükselecektir.

#SharingEconomy, #P2P, #Xaas, #InsurTech, #OECD, #Penetration, #FinancialDeepening, #ZeynepStefan

 1,547 total views,  1 views today

0 replies

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Leave a Reply

Your email address will not be published.