Sigorta Sektörünün İhtiyacı: Gelişen Bir Orta Sınıf
Warren Buffet’ın dediği gibi ‘Sigorta en ucuz kredi’. Bu yüzden yeni varlıklar edinmek veya kaybedilen varlıkları yenilemek için maddi imkanları snırlı olan orta sınıfta sigorta, sadece teminat altına aldıkları varlıkların mevcudiyeti için değil, hayat standartlarında ciddi düşüşlerin önlenmesi için de önemli bir güvence sunmakta. Ancak yapılması gereken prim harcaması, toplam yıllık gelirin düşük olması nedeniyle orta gelir grubunun teminat ihtiyaçlarını ertelemelerine de sebep olabilmekte.
Makro düzeyde sigorta sektörü dinamiklerini incelediğimizde sigorta nüfuz oranı (insurance penetration rate) sektörün ülke ekonomisindeki yeri hakkında bize önemli ipuçları verirken, kişinin yıllık gelirinin ne kadarını teminat için prim bedeli olarak ödediğini gösteren bireysel nüfuz oranı da orta gelir grubu potansiyeli ve bu potansiyelin ne kadar geliştirilebileceğinin tespit edilmesi adına önemlidir. Bu alanda yapılan analizler genellikle OECD ve World Bank gibi ülkeler ve şirketler üstü kurumlardan gelirken geçtiğimiz aylarda Allianz tarafından açıklanan Allianz Global Wealth Report (Allianz Küresel Varlık Raporu) dikkatleri bir kere daha orta gelir grubundaki sigortalanma potanesiyeline çevirdi. Raporun çıkış noktası etrafında önce dünyada orta gelir düzeyinin ne olduğuna sonrasında ise ülkemiz piyasasındaki durumuna göz atalım. Mevcut müşteri segmenti analizlerinden daha makro bir bakış açısına sahip olan, iktisatçıların ve portföy yönetim şirketlerinin uzmanlık alanına giren varlık analizleri, hedeflenen kitlenin potansiyelinin belirlenmesinde diğer kantitatif analizlerden daha isabetli sonuçlar alınmasını sağlayacaktır.
Dünyada Orta Gelir Grubu ve Sigorta Sektöründeki Önemi
İçinde yaşadığımız on yıl, Çin’in ticari sınırlarını kaldırması, birçok ülkenin bu global ticari yarışa girmesi ile birlikte üretim ve dolayısıyla elde edilen çıktıların hızla arttığı ve makro düzeyde bir zenginleşmenin yaşandığı bir dönem. Toplamdaki bu artış, gelir dağılımı eşitsizliğini de artırsa da, gelir grupları arasındaki zenginleşmenin ana nedeni olarak tespit edilebilir. Dünyadaki toplam finansal varlıklar brüt değeri %7,7 artışla 168,3 milyar Euro düzeyine ulaşmış durumda ve 2008 krizinden beri en parlak dönemini yaşayan menkul kıymetler piyasası, tasarruf edilen fonların %42’sinin yatırımcı ile buluştuğu en popüler yatırım mecrası olarak karşımıza çıkmakta. Sahip olunan finansal kaynaklar ve finansal borçların farkı olarak adlandırılan net finansal kaynakları ise 2017 yılında, bir önceki yıla göre %8,3 oranında artış göstererek 128,5milyar Euro düzeyine yükselmiş durumda. Dünyada Kuzey Amerika halen en zengin bölge özelliğini taşımakta. Sahip olunan ortalama varlık 160.400 Euro civarında. Bu değer, Batı Avrupa’da 61.060 Euro, dünyanın en fakir bölgelerinde ise ortalama 4.500 Euro civarında.
Bu pastadan pay alan orta gelir grubu (Grup) ise hem kişi sayısı olarak hemde üretilen çıktı olarak kayda değer bir yükseliş göstermiş. Grup, 2017 yıl sonu verilerine göre 570 milyon kişi artarak dünya nüfusunun %21’ini kapsar hale gelmiş ve 2016 yıl sonu verilerine göre orta gelir grubunda yer alan 90 milyon kişi üst gelir grubuna yükselme başarısı göstermiş. Orta gelir grubunun genişlemesinin diğer bir etkisi ise dünya üzerindeki varlıkların yoğunlaşma derecelerinin azalması. 2000 yılında en zengin grubun toplam varlık sahipliğindeki payı %90 iken 2017 yılında bu rakam %79’a düşmüş durumda. Orta gelir grubu varlıklarındaki artış, daha iyi paylaştırılmış gelir ve düşen gelir eşitsizliği anlamına gelmekte. Dolayısıyla, orta gelir grubunun artan finansal kaynakları arasında üretimdeki yükseliş ve düşüşe geçen yoğunlaşma oranının olumlu etkisini sayabiliriz. Sigorta sektörü açısından, teminatlandırılabilir kaynakların arttığını gösteren olumlu bir gelişme.
Bununla birlikte, diğer gelir grupları da dahil edildiğinde, gelir eşitsizliği oranının toplamda yükseldiği, en yüksek gelire sahip olan grupla en düşük gelire sahip grup arasındaki gelir bandının her geçen gün açıldığı ve bu olumsuz durumun beraberinde siyaset ve ekonomide yıkıcı etkileri olabilecek popülizm ve korumacılık (Populism and Protectionism) propagandalarını arttırdığı da raporda dikkat çekilen bir diğer nokta. Deniz ticaretinin yayılma serüveni ile başlayan ve gelişimini büyük oranda ticaretteki gelişme ile birlikte yaşayan sigorta sektörüne verilebilecek en kötü haberlerden bir tanesi korumacı politikalar ile sınırlanan ülke ekonomileri olsa gerek. Sigorta nüfuz oranının (insurance penetration rate) küresel olarak daha yüksek seviyelere çekilmesini beklediğimiz bu dönemde bunu sağlayabilecek yegane faaliyet olan küresel ticaretin sınırlandırılması, risklerini coğrafi olarak da çeşitlendirmesi gereken sigorta sektörü adına olumsuz bir haber.
Türkiye’de Orta Gelir Grubu ve Sigorta Sektöründeki Önemi
Dünyada orta gelir grubundaki artan zenginleşmeye rağmen, ülkemizde gelişimin ters yönde olduğunu görmekteyiz. Orta gelir grubunın varlıklarıyla alakalı TÜİK tarafından Eylül 2017’de açıklanan ve 2016 yılı verileriyle gerçekleştirilen ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre orta sınıf mensuplarının toplam gelirden aldıkları pay düşüş göstermekte. Orta gelir grubunda yer alan ve 6., 7., 8., ve 9. %10’luk gelir gruplarının 2016 yılında, 2006 yılı ile karşılaştırıldığında, gelir yüzdesinden aldıkları payın azaldığı görülmekte. (Değişim 6. Grup için – 0,1, 7. Grup için – 0,4, 8. Grup için – 0,7 ve 9. Grup için – 1,1). Toplam nufüsun %40’ı olan orta gelir grubu, 2017 yılında daha az gelir elde ederek toplam varlıklarını eritmiş durumda ve sigorta için ödemeleri gereken prim bedeli, toplam giderlerinde artık daha yüksek bir pay oluşturacak ve belki de sigorta poliçesi almadan önce iki kere değil üç kere düşünecekler.
TÜİK tarafından gerçekleştirilen araştırmanın, dünyada gözlenen trend ile örtüştüğü bir nokta ise gelir dağılımındaki bozulmanın ülkemizde de artıyor olması. En yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay 2016 yılında 0,7 puan artarak %47,2 olarak gerçekleşti. Ekonomistlerin yakından takip ettiği P80/P20 oranı (en yüksek gelire sahip %20’nin en yoksul %20’ye oranı) da 7,6’dan 7,7’ye yükseldi. Yüksek gelir grubuna doğru gerçekleşen bu transferin orta gelir grubundaki azalmayı desteklediği görülmekte ki bu da sigortacılar için başka bir olumsuz haber. Sigorta talebinde, toplumun %40’ının eskisine göre artık daha çekimser kalacağı anlamına gelen bu erimeye sigorta şirketlerinin nasıl cevap verebileceği ve mikro sigortacılığın azalan talebe etkisi ise başka bir yazının konusu olacak.
Raporun tamamına linkten ulaşılabilir:
1,273 total views, 1 views today
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!