Limondan Limonata Yapmak Sadece ‘Sünni Müslüman Erkekler’in İşi mi?
Harika bir meditasyon yöntemi kumsaldan izmarit toplamak. Bugün yine harika bir antik kente yakın, harika sonsuzluktaki harika bir kumsalda izmarit topladım. Üç poşet çöp! Sadece gözümün gördükleri, kumsalın devamındaki otların arasında binlerce kat fazlası vardı. Sonra şarkı söylemeye başladım. Sonra da derin düşüncelere daldım. İzmaritleri almak için her seferinde durmak, elimdeki çöp poşetlerini bırakmak, eğilmek ve izmariti gömüldüğü kumsaldan çıkarmak bana Beyonce’nin ‘Büyükanneme limon verdiler, o limonata yaptı’ sözünü hatırlattı. (Bu hareketler aslında Beyonce’nin dans koreografilerinde de mevcut) Sonra kumsaldaki izmaritleri (limonları) toplayarak o eşsiz güzellikteki bölgeyi nasıl güzelleştirdiğimi (limonata yaptığımı) düşündüm. Aslında her şey böyle başladı.
40 Yaş inanılmaz. Nasıl bir dinginlik, olanı kabul etme, sakinleşme, eldekiyle yetinme ve derin düşüncelere dalma hali. Daha 40 yaşımın üçüncü gününde böyleyse seneye balıklama dalacağım dördüncü disiplinden sonrasını düşünemiyorum! Bu arada aklıma aslında aklımı şekillendiren ilk disiplin geldi: Risk Yönetimi!
İşimi inanılmaz seviyorum, sosyal medyada ‘I (kalp) my job’ yazmayacak kadar çok, veya CEO’ların söyledikleri yalanların sonuçlarını yüzlerine çarpabilecek (tabi ki kapalı kapılar ardında) kadar çok! Uzun zamandır neden sevdiğimi de düşünüyorum. Aslında cevabım şuymuş: Ben çelişki yakalamaya bayılıyorum ki sorduğum soruların ana motivasyonu da buymuş. Örneğin denklik aranırken kadınların erkeklere koşulsuz itaat etmesi gerektiğinin altının bu kadar çizilmesindeki çelişki (Bunu sadece erkeklerin söylemesi de başka bir çelişki). Örneğin hepsi ayrı ayrı maruz kalıyorken özellikle başı örtülü kadınların erkeklerin alaycı ifadelerine karşı birbirlerini desteklememeleri çelişkisi. Almanların ‘Muttermobbing / Fraumobbing’ dediklerinden! Tırnaklarıyla erkek egemen bir ortamda harika işler çıkararak hak ettiği bir göreve gelen bir kadının paraşütle bir noktaya indirilen ‘Sünni Müslüman Erkekler (SME)’ tarafından alaya alınması! Bu da tam bir limon-limonata hikayesi değil mi? Neden böyle bir meydan okuma hikayesi sadece ‘başı açık’ hemcinsleri tarafından takdirle karşılanabilmekte?
Halbuki hepimiz biliriz/bilmeliyiz ki bu araba ancak iki tekerinin aynı anda çalışması durumunda ilerler, aksi durumda şu anda olduğu gibi biri diğerini engelleyerek çevresinde daireler çizmesini ve bir arpa boyu yol alamamasını sağlar. İktisadi hayatta, siz deyin sürdürülebilir finans ben diyeyim İslami finans; ki bence iki kavram arasında çok ciddi farklılıklar da yok, İslami ise mutlaka sürdürülebilirdir aynı zamanda; neoklasik iktisattan yaka silkmiş birçok ekonomist için gerçek bir çıkış yolu olabilecek potansiyelde. Ama bu sadece ‘Sünni Müslüman Erkekler (SME)’le mi mümkün olabilir? Bütün gücüyle bu kapalı devreden çıkmayı amaçlayan ‘bu fikir’ için kadınların da erkekler kadar çalışması, söz alması ve uygun gördüğü yerde ‘Hayır’ diyerek öne çıkması/çıkabilmesi gerekmez mi? Belki de daha fazlası! Cevap aslında nerde verildi biliyor musunuz? Prof. Dr. Uğur Derman ‘Dua Vakti’ sergisine eşi, ismi gibi güzellikte, Çiçek Hanım ile katıldığında. Bir anda nasıl değiştirmişti o açılışın sert ve sadece ‘Sünni Müslüman Erkekler (SME)’den oluşan havasını. Muhtemelen diğer davetlilerin de beklemediği bir şekilde ve o harika eserlerle birlikte. İşte bunun gibi daha çoklarına ihtiyacımız var bu ulvi görevi Anglikanizm’in ellerinden almak istiyorsak.
2,159 total views, 1 views today
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!