Artificial Intelligence and Insurance
Sigorta şirketlerinin tam anlamıyla bir teknoloji şirketi olma serüvenleri hızla devam ediyor. Türkiye’de ise gündemde şimdilik sadece dijitalizasyon var. Dijitalizasyon en basit tanımı ile dijital teknolojilerin günlük hayata entegre edilmesi, iş hayatında veya günlük hayatta dijitalleştirilebilen her unsurun dijitalleştirilmesi. Günlük dilde süreçlerin makineleştirilmesi olarak kullansak da özü biraz daha karışık.
Dünya piyasasında ise liste biraz daha kalabalık. Öne çıkan maddeler; yapay zeka (Artificial Intelligence-AI), nesnelerin interneti (IoT- Internet of Things), Blockchain, drone, robotlar, artırılmış gerçeklik (Augmented Reality-AR), sanal gerçeklik (Virtual Reality-VR), 3D (Three Dimensional) diye devam etmekte. Nesnelerin interneti ve Blockchain daha önce değindiğimiz gelişmelerdi. Bunları tamamlayan ve aslında aşina olduğumuz diğer bir yenilik ise yapay zeka. Yapay zeka kullanımı basitçe, insanların düşünme ve karar alma eylemlerinin (thinking paths) işletim sistemleri tarafından gerçekleştirilmesi. Yapay zeka kullanımı ile amaçlanan, süreçte bir işletim sistemi yerine bir insanın olması ve bu insanın algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, düşünme, fikir yürütme, sorun çözme, iletişim kurma, çıkarımsama yapma ve karar verme aşamalarını gerçekleştirmesi sonrasında elde edeceği sonucun işletim sistemi tarafından verilebilmesinin sağlanması. Yapay zekayla çalışan bir sistemin insan beynin gösterdiği performansa erişmesi, yani bir insanda bulunan nöron bağlantılarının toplam hesap gücünün alt sınırına ulaşması için uzmanlar tarafından öngörülen tarih ise 2020. Bu tarihten sonra işletim sistemlerinden, normal bir insan beyni kapasitesinin çok ötesinde sonuçlar bekleyebiliriz.
Şu anda maliyeti yüksek olan ve geliştirme çalışmaları halen devam eden yapay zeka, tıpkı diğer teknolojiler gibi üzerinde çalışıldıkça yaygınlaşacak ve yaygınlaştıkça maliyeti daha da düşecek. 2020 yılında insan beyninin işlevselliğine erişmiş bir bilgisayarın fiyatının 1000 Dolar civarı olacağı tahmin ediliyor. Konuyla alakalı birçok bilişim şirketi çalışmalarını sürdürmekte. Öyle ki, 2016 yılında yapay zekayla alanında faaliyet gösteren 1.562 adet şirkette toplanan fon miktarı 10,3 milyar Dolara ulaştı. Bu tutarın 2017 yılında üçe katlanması ve 2020 yılında 47 milyar Dolar düzeyine ulaşması beklenmekte.
Günümüzde yapay zeka kullanımı ile ilgili çalışmalar yürütülen alanlara baktığımızda karşımıza öncelikle sağlık sektörü çıkmakta. Örneğin ALS hastalığı için birlikte projeler yürüten bir sağlık kurumu ve teknoloji şirketi, gelişirdikleri yapay zeka ile ALS ve benzeri ölümcül hastalıklar için teşhis ve tedavi süreçlerinde başarı şansını arttırabiliyorlar. Çalışmaların yoğunlaştığı diğer bir alan ise otomotiv sektörü. Otonom araçlar, yani sürücüye ihtiyaç duymadan, sahip olduğu yapay zeka ile hareket eden araçlar ile trafik kazaları ile ölüm ve yaralanma olaylarının önüne geçilmesi ve kişilerin ulaşım için harcadıkları vaktin azaltılması planlanmakta. Yapay zekanın etkili olmasının beklendiği diğer alanlar ise eğitim, enerji kullanımı ve doğal hayatın korunması olarak sıralanabilir.
Sigorta Sektörü ve Yapay Zeka
Sigorta sektörünün yapay zeka ile ilişkisini iki türlü değerlendirebiliriz. Yapay zeka kullanımı ile sigorta sektörü de diğer sektörler gibi etkin bir süreç yönetimine ve düşük işletim maliyetlere sahip olabilir. Kurallara bağlanan ve geliştirilen işletim sistemleri ile operasyonel risklerini ve dolayısıyla bu risklerin yol açtığı finansal kayıplarını neredeyse sıfırlayıp daha hızlı ve doğru yönetilen poliçeleştirme ve hasar yönetimi uygulamaları gerçekleştirebilir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülke pazarlarında operasyonel riskin kontrol edilebilir en büyük maliyet kalemi olduğunu düşünürsek şirketlere olumlu etkisini ölçeklendirebiliriz.
Bu ilişkinin diğer tarafında ise teminat kapsamına alınacak risklerin yapay zekaya sahip olması yer alıyor. Örneğin sigorta sektörünün ağırlıklı üretimini oluşturan otomotiv şirketleri. Otomotiv şirketlerinin yapay zekaya sahip ve sürücüsüz yol alabilen bir araç geliştirmesi araç sigortalarının sonunu getirmeyecek ancak gerçekleşebilecek risklerin türlerini değiştirecek. Mevcut durumda bir araç için gerekli teminat kasko ve üçüncü şahıs sorumluluk sigortaları ile sınırlı. Ancak sürücüsüz ve sahip olduğu yapay zekaya göre hareket eden bir aracın sigortasını düşünürsek önümüze birkaç bileşen çıkıyor. Teminat altına alınması gereken unsurlar sensörlerle destekelenen ve bir işletim sistemine sahip yol, bu yolu işleten ve yönetiminden sorumlu kurum, sürücüsüz aracın işletim sistemi, bu işletim sisteminin üreticisi ve araçta seyahat eden kişi. Saydığımız bu unsurların hem kendilerine gelebilecek hem de bu unsurların üçüncü şahıslarda yol açabileceği zararların teminata dahil edilmesi gerekmekte. Dolayısıyla bir kaza sonrasında, kazanın nedeni eğer sürücüsüz aracın yol aldığı sensörlü yolun işlemcisi ise işlemciyi geliştiren şirketin poliçesi, eğer kazanın nedeni sürücüsüz aracın işletim sistemindeki hata ise bu işlemcinin üreticisi şirketin poliçesi veya kazanın nedeni bir şekilde araç içerisinde bulunan kişi ise bu kişinin sahip olduğu poliçe devreye girecek ve hasar ödemesini gerçekleştirecek. Burada öne çıkacak diğer bir unsur ise siber güvenlik olacak. Şirketlerin süreçlerinde veya kişilerin günlük hayatlarında dijitalleşmenin artmasıyla özellikle siber riskin öne çıkacağı ve sigorta şirketlerinin öncelikli maliyet kalemi olacağını öngörebiliriz.
Yıkıcı ancak dönüştürücü teknolojik yeniliklerden biri olarak değerlendirilen yapay zeka kullanımının yaygınlaşması ile kullandığımız elektronik ürünlerden, bu ürünler için ihtiyacımız olacak sigorta teminatına kadar yaşamımızın birçok alanında köklü değişiklikler görüleceği aşikar. Henüz günlük hayatımızda kullanmadığımız ancak yakın gelecekte her adımımızda bizimle olacak olan yapay zeka teknolojisine hazır olmak için sigorta şirketlerinin gerçekleştirmeleri zorunlu bir hazırlık ve dönüşüm süreci bizi bekliyor olacak.
http://www.sigortagundem.com/yazarlar/yapay-zeka-ve-sigorta-yazisi/1284768
1,362 total views