Reasürörler Nezle Olursa Sigorta Şirketlerine Ne Olur?
Sigorta ve reasürans şirketleri arasındaki korelasyonu ve özellikle reasürans fonksiyonunun sigorta piyasası üzerindeki hakimiyetini her zaman merakla takip ederim. Reasürans şirketleri bence finansal piyasalarımızdaki en sofistike bileşen. Hem sigorta şirketlerinin sermaye kapasitelerinin sınırlarını çiziyorlar, hem gerçekleştirdikleri makro analizler ile ulaşabilecekleri yakın ve uzak değerleri belirliyorlar ve hangi doğrultuda ilerlenmesi gerektiğini gösteriyorlar hem de sektöre teknoloji ihraç ediyorlar. Bir sigorta şirketi, hukuki olarak herhangi bir reasürör grubuna bağlı olsun olmasın, gelecek projeksiyonunu reasürörlerin yaptığı periyodik analizleri inceleyerek kolaylıkla ve hiç yorulmadan belirleyebilir. Bu kadar şekillendirici bir fonksiyon ve örneği finansal piyasaların diğer bileşenlerinde kesinlikle yok.
Bu perspektifte reasürörlerin kapasitelerini 2022 yılında en az %25 azalttıklarını ve 2023’te de azalış trendinin devamını beklediklerini düşünelim. Dolayısıyla sadece 2023 değil, 2024’te de ortaya çıkacak resmin 2008 krizinden bile daha kötü olacağını öngören analistler, resme iklim değişikliği ve siber riskin yarattığı kartopu etkisini de eklemektekiler ki tam bir ‘winter is coming’!
Sigorta değer zincirini ve bu zincirdeki olası bir tedarik kırılmasını (fonksiyon bazında) düşünelim. Sermaye kullanımı alanındaki azalmanın dalga etkisiyle genişleyerek diğer fonksiyonlardaki işleyişe de yayılacağını biliyoruz. Ve dalga etkisiyle merkezdeki bir azalma devam eden adımlarda artarak azalmayı beraberinde getirir! Peki oyun alanını genişletmekte tek kaynak geleneksel sermaye mi? Pek değil, bir zamanlar kimsenin yüzüne bakmadığı ILS (Insurance-Linked Securities) yatırım ürünlerinin yarattığı alternatif sermaye kaynakları şu anda inanılmaz değerli. İlk oluşturulmaya başlandığı dönemde sistematik riski arttırdığını düşünenlere, sigortacılar sınırlı finansal kaynaklarını talep göremeyecek bu tür ürünlere harcamasın diyenlere selam olsun. Ancak ILS bilgi yoğun bir alan ve devam eden entelektüel yatırım gerektirmekte. Daha önce bu işe girmemiş kurumların sonradan yakalaması zor bir tren. ILS’yi incelerken bu şekilde gözden kaçırdığımız, sektörün gelecek beş yılını şekillendirecek ne gibi ‘şeyler’ var diye de sürekli düşündüm.
ILS alternatif kaynak arayışına bir nebze yardımcı olsa da 2023 yılında kendisinden benzer bir performansı ne yazık ki beklemeyeceğiz. Çünkü sigorta sektörünün başında riski arttıran ve dolayısıyla risk iştahını azaltan daha büyük iki dert olacak: İklim değişikliği ve siber risk. Tabi bu büyük dertlere, etkisi o kadar büyük olmayan ancak kesinlikle şekillendirici olan küresel enflasyonist baskıyı da eklemeliyiz. (Burada risk ve belirsizlik kavramlarındaki karışıklığa da değinmek isterim. 2022 değerlendirmeleri ve 2023 projeksiyonlarını okuduğumda genellikle belirsizliğin arttığı tespitlerini gördüm. Belirsizliğin artışı sigorta sektörü açısından oldukça komik ve bence yapılmaması gereken bir değerlendirme hatası. Belirsizliği azaltmak zaten sigorta sektörünün temel fonksiyonudur. Dolayısıyla sigortacıların 2023 yılında risk iştahının azalacağı yerine belirsizliğin artacağını söylemeleri hiç yapılmaması gereken bir analiz kazası benim gözümde.)
Dolayısıyla 2023 yılında özellikle reasürans şirketlerinin risk iştahında ciddi bir azalma beklemeliyiz. Bu durum beraberinde iklim değişikliği ve siber riskin anlaşılmasına daha az kaynak ayrılması, yeni risk türlerine sağlanacak kapasitelerin daha güvenli bölgelere çekilmesi ve kaynakta oluşacak daralmanın genişleyerek sigorta sektörünün bütün bölümlerine sirayet edeceği anlamına gelmekte. Çünkü, reasürans şirketleri sermaye yeterlilik oranlarını sigorta şirketlerinden daha çok korumaya gereksinim duyarlar. İktisadi yapıyla paralel şekilde hareket eden sorumluluk sigortalarının da daralmadan en ön sıralarda etkileneceğini söyleyebiliriz. Bu olumsuz durumun gayrisafi milli hasıladan finansal kapsayıcılığa ve Gini katsayısına kadar birçok sosyal etkiyi de beraberinde getirmekte ki böylece bir kez daha anlıyoruz 2023 yılı mali dengelerinin gerçek anlamda sallanacağını. Büyük resimdeki genel olumsuz gidişatla birlikte branş bazında 2023’ü iyi geçirecek sigortacılar da yok değil. Reasürörlerin güvenli liman arayışından en çok faydalanacaklar nakliyat ve sorumluluk branşları olacaktır, nedeni ise düz ve olabildiği kadar parametrik olmaları.
2023 yılı sigortacılar için tam anlamıyla bir ‘tamam mı devam mı’ yılı olacak. Sıkı bir silkelenme ile düşecekler düşsün kalan sağlar bizimdir diyelim. Reasürans sektöründe ise dalgalanma bu kadar sert değil ancak 2023 yılında projeksiyonlarını bu kadar sıradanlaştırırlarsa ve sigortacılara ölmeyecek kadar kapasite sağlarlarsa 2024 ve 2025’te de pek bir şey beklemeyelim iklim değişikliği ve siber risk çalışmalarından. Bununla birlikte sistemik riske ve sosyal etkiye daha çok odaklanan terör, ayaklanma ve grev gibi olaylar için de kapasitenin azaltılması özellikle yanı başımızdaki Ukrayna’da savaşın bitirilmesi ve yaraların sarılması için bekleyeceğimizi de göstermekte. Daha önce yazmıştım, bir yerden sigortacılar çekiliyorsa ve yakın zamanda da dönmemeyi planlıyorlarsa ne finansal piyasalar ne de reel ekonomi orta vadede herhangi bir plan yapmaz o bölge ile ilgili.
2023 yılının benim gözümdeki iyi tarafı ise zorlukların biz sigortacılar üzerinde inovasyon alanındaki olumlu etkisi. Sigorta ve reasürans şirketlerinin 2023 yılında daha çok daralacak sermayeye en inovatif taklaları attırabileni ve piyasadaki talebe hızla cevap verebileni yazının başında bahsettiğim silkelenmede dökülenleri en çok toplayan olacaktır. Her zaman söylerim, sadece iyi olan kazansın!
#ZeynepStefan, #InsuranceValueChain, #ReinsurancevsInsurance, #2022vs2023, #AIZA.
1,724 total views