Economics of Climate Change and Analysis of Asia
Asya, son 20 yılda gerçekleşen doğal afetlerin yarısına ev sahipliği yaptı ve bu hasarların yıllık ortalama maliyeti 53 milyar dolar. Buna karşılık bölgedeki her 1 Euro’luk hasarın sadece 8 senti sigortalı. Sigortacıların en büyük sorunlarından biri de sağlıklı veri akışı ve istatistik olmaması.
Asya piyasası, sigorta ve reasürans şirketleri için halen bir muamma. Yüksek hasar maliyeti, gerek sigortalıların gerekse sigortacıların birbirine duyduğu güvensizlik ve veri eksikliği, özellikle reasürans sektörünün bölgeye temkinli yaklaşmasına ve dolayısıyla sigorta sektörünün bölgede gelişememesine neden oluyor. Sektördeki bu geri kalmışlığa bölgenin yüksek afet frekansı da eklendiğinde karşımıza milli gelir açısından adaletli dağılamamış bir coğrafya, sigortasızlığın getirdiği artan maliyet ve en önemlisi insanlık dramları çıkıyor. Bu kötü koşullara ek olarak bölgede hızla artan bir nüfus var ve 2050 yılında şimdiki mevcut nüfusun iki katına ulaşması bekleniyor. Sosyal sınıflar arası farklılıklar da nüfusla beraber artış gösteriyor. 2020 yılında 2 milyara yakın kişinin orta sınıf statüsünde olması bekleniyor ve bu rakam 2009 yılının iki katı büyüklüğünde. Bölgenin 2050 yılında dünya genelindeki toplam finansal varlıkların yarısından fazlasına ev sahipliği yapacağı tahmin ediliyor. Bölgenin diğer bir sıkıntısı da nüfusun dağılımının bölgesel olarak homojen olmaması ve mega şehir denen bölgelerde toplanan yoğun popülasyonların hasar frekansını ve dolayısıyla maliyetleri artırması. Daha çok sahillerde toplanan mega şehirler bölgedeki nüfusun çoğunu barındırıyor ve özellikle doğal katastrofik hasarlar (Nat CATs) için önemli bir potansiyel barındırıyor. Yaklaşık 1 milyar insanın yaşadığı bu mega şehirler özellikle sel açısından çok riskli bölgelerde konumlandırılmış durumda.
Hasarların yüzde 8’i sigortalı
Asya Kalkınma Bankası (ADB) raporuna göre Asya, son 20 yılda gerçekleşen doğal katastrofik hasarların yarısına ev sahipliği yaptı ve bu hasarların yıllık ortalama maliyeti 53 milyar dolar. Hasarların artış maliyeti gayri safi milli hasıla artışının çok çok üstünde ve doğal afet hasarlarından dolayı milli gelir kaybı yaşayan her on ülkeden yedisi Asya kıtasında yer alıyor. Bütün bu olumsuz koşulların iyileştirilmesi için ekonomik ve kolay bir çözüm yolu olan sigortacılık ise bölgede ne yazık ki çok gerilerde. Munich Re tarafından hazırlanan bir araştırmaya göre, 1980 ve 2012 yılları arasında gerçekleşen doğal afetler incelendiğinde ortaya çıkan her 1 Euro’luk hasarın sadece 8 sentinin (yüzde 8) sigortalı olduğunu görülüyor. Bu oran aynı dönemlerde Amerika kıtası içinse 40 sent
(yüzde 40) civarındaydı. Dünya genelinde sigorta ve reasürans piyasası göz önüne alındığında ise 168 milyar dolar olarak tespit edilen sigortasızlık maliyetinin önemli bir bölümünün Asya kıtası kaynaklı olduğu tespit ediliyor. Dünyanın sayılı ekonomik güçlerinden biri olan Çin, bu sigortalılık açığının önemli bir bölümünü üstünde taşıyor. 2004 ve 2011 yılları sonucu ortaya çıkan hasarlar incelendiğinde bölgedeki sigorta açığının yüzde 90’lık kısmının Çin’de toplandığı görülüyor. Sigortasızlık ve eksik sigorta kısır döngüsü Sigortasızlık oranının yüksekliği ve sigorta sektörüne genel olarak duyulan güvensizlik beraberinde kısır ve yıkıcı bir döngü de getiriyor. Sigortasızlık oranının yüksekliği genel güvensizlik duygusundan besleniyor ve bu duygu sigortasızlık oranını yükseltiyor. Bu iki olumsuz unsur beraberinde yüksek sigorta maliyetlerini de getiriyor. Bölgede yeterli penetrasyona sahip olamayan sigorta ve reasürans şirketleri ise mecburen yüksek primler belirleyerek sigortasızlık oranının artmasına sebep oluyor. Sigortasızlıkla birlikte bölgenin diğer bir problemi de eksik sigortalılık. Marsh tarafından hazırlanan rapora göre bölgedeki telekomünikasyon, enerji ve petrokimya faaliyetlerindeki eksik sigortalılık oranı yüzde 30 ile 60 arasında değişiyor. Bu yüksek değerler, hasar frekansını belirlemede kullanılan hesaplamaların yanlışlığı ve sigortalanmanın maliyetinin bile yüksek olmasıyla açıklanıyor. Bu farkın nedeni ise bölgede, özellikle bu endüstrilerde yaşanan hızlı ve kontrolsüz büyüme. Bölgede yer alan kültürlerden dolayı ortaya çıkan zorluklar da sigortacı ve reasürörlerin gündeminde. Özellikle hayat sigortacılığı bu kültürel farklılıklardan yüksek düzeyde etkileniyor. Çin toplumunda aile bağları, yaşlılara ve çocuklara saygı halen önemli dinamikler. Uzun zamandır tek çocuk politikası yürütülüyor ve nüfus planlaması anlamında baskıcı politikalar devam ediyor. Tek çocuk politikası beraberinde erkek çocuklarının arzu edildiği bir toplum getiriyor ve erkek ve kız çocuklar arasında yaş, sayı ve artış oranları arasında düzensizlik ortaya çıkarıyor. Toplumdaki çocuk ve bebeklerle alakalı, prematüre bebeklerin ölümleri gibi olumsuz koşulların tartışılması bile halen bir tabu. Özellikle hayat ürünlerinde Ping An gibi yerel kuruluşların bu dinamikleri göz önünde bulundurarak ürünlerini farklılaştırdıkları görülüyor.
İstatistikler, veri akışı ne kadar sağlıklı?
Asya kıtasının sigorta verilerinin ne kadar gerçeği yansıttığı ve verilerin tamlığı ise sigortacıların diğer bir sorunu. Asya Kalkınma Bankası tarafından hazırlanan rapora göre güvenilebilir veri anlamında da bölgede ciddi bir açık söz konusu. Bu belirsizlik beraberinde sigortacılığın ilk adımları olan modelleme ve fiyatlama aşamalarında gerçeği yansıtmayan sonuçları da getiriyor. En son teknolojiye sahip modellemeler kullanıyor olsa bile modellemeye sokulan verilerin eksik veya yanlış olması çıkan sonuçların da yanlış olmasına neden oluyor. Örneğin, kilometre başına düşen yağmurun tespit edilmesi ve geleceğe yönelik projeksiyon yapılmasını amaçlayan bir çalışma için kullanılan, farklı resmi kurumlar tarafından aynı bölgeyi kapsayacak şekilde hazırlanan iki raporun birinde bölgeye düşen yağmur oranının yüzde 5 azaldığı, diğerinde ise yüzde 10 arttığı belirtilebiliyor! Bölgede yaşanan olumsuz koşullarla birlikte değişen iklime uyum sağlanması ve bunun sigorta maliyetlerini azaltması da gündemde. “İklim Adaptasyonunun Ekonomisi” (Economics of Climate Adaptation – ECA) tarafından hazırlanan “İklim Değişikliklerine Uyum ve Alınabilecek Önlemler” başlıklı raporda, bölgedeki değişen iklim koşullarına adaptasyonun beraberinde sigortalıların yaşamlarında değişikliğe gitmelerine, sigortacılık koşullarının ve sigorta ürünlerinin yapısının değişmesine neden olacağı belirtiliyor. Bu değişikliğin maliyetlerde yüzde 40 ila 70 arasında düşüş sağlayabileceği de raporda dikkat çeken diğer bir tespit. Bölgenin yaşam kalitesinin kabul edilebilir düzeylere çıkabilmesi için özellikle ülke yönetimlerinin, sigorta ve reasürans şirketlerinin katıldığı çoklu bir işbirliği kurulması ve ilk adım olan sigorta bilincinden başlayarak Asya’nın geleceğinin yeniden biçimlendirilmesi gerektiği sigorta profesyonelleri tarafından ortaklaşa dile getirilen bir görüş. Swiss Re’nin son Sigma raporunda da belirtildiği gibi, sigortacılık sınırlarının genişletilmesi ve daha önce ulaşılamayan alanlara ulaşabilmesi özellikle reasürans piyasası olmak üzere sigorta ve reasürans piyasasının işbirliği ve iklim değişiklikleri gibi yapısal değişiklikler sonucunda ortaya çıkan iş imkanlarının değerlendirilebilmesiyle mümkün olacaktır. Sigorta ve reasürans şirketleri tarafından alınan aksiyonlarla bölge için yeni bir gelecek yaratılabilecek ve ulusal ve uluslar arası ekonomilerin gelişimi sigorta gibi güçlü bir araç vasıtasıyla desteklenecektir.
#ClimateChange, #NatCATs, #AsianMarket, #AsiaDevelopmentBank, #EconomicsofClimateAdaptation, #ZeynepStefan
1,448 total views